2 Mayıs 2017 Salı

ADDIE TASARIM MODELİ


  
    Öğretim sistemi tasarımı basitçe, kim-ne-nerede-neden-nasıl-ne için sorularına yanıt arar ve bunları tamamlayarak eksiksiz bir öğretim sistemi kurar. Böylece öğrenme sürecinin tüm bileşenleri irdelenmiş olur. (1)


 ADDIE modeli 1970’lerin sonunda Florida State University, Eğitim Teknolojisi Merkezi’nde geliştirilmiştir. Neredeyse elli yaşında olmasına rağmen model güncelliğini korumuş ve en çok kullanılan öğretim tasarımı modeli olmayı başarmıştır.

ADDIE, bu popülariteyi kullanımı kolay, esnek ve çok yönlü olması gerçeğine borçludur. ADDIE’nin bir başka avantajı konjonktürel olmasıdır; yani her adımda yapılabilecek hataları düzeltmenizi mümkün kılar böylelikle son ürünün kalitesini geliştirir.

Elbette modelin eksiklikleri de yok değil. İçerik üretim sürecinin doğrusallığı ana eksikliği olarak değerlendirilebilir çünkü bu durum hem gelişim faaliyeti oluşturma maliyetini hem de zaman gereksinimlerini olumsuz şekilde etkileyebilir. Bu durum son yıllarda daha hızlı sayılabilecek öğretim tasarımı modellerinin geliştirilmesine de yol açtı fakat onların da farklı eksiklikleri var. Bu nedenle şimdilik ADDIE’ye geri dönelim ve işlemesini sağlayan şeylere bakalım.(2)



1-Analiz

Eğitim program geliştirme her şeyden önce çeşitli tekniklere dayalı bir ihtiyaç analizini gerektirir. Eğitim ihtiyaç analizi adım adım başlangıçtan varmak istenilen noktaya kadar geçirilen aşamaları gösterir. Bilgi toplama, ideal- reel karşılaştırması, performans analizi, kaynakların ve sınırlılıkların değerlendirilmesi, öğrenme karakterlerinin belirlenmesi, hedef ve öncelikli hedeflerin belirlenmesi ve problem cümlesi yazılımı süreçlerinden oluşur.(3)


Eğitim analizinin adımları şöyle maddeler halinde sıralayabiliriz:
1. Keşif Çalışması
2. Eğitim Hedefleriyle Uyumluluk
3. Öğrencilerin Analizi
4. Eğitim İçerik Analizi
5. Öğrenme Hedefleri

Keşif Çalışması:
Eğitim kurumunun mevcut durumunu belirleyebilmek amacıyla eğitim konusuyla ilgili uygulamaları, prosedürleri anlatan malzeme ve dökümanları temin ederek bir keşif çalışması yapılmasıdır. Bu çalışmayı takiben açıklığa kavuşmamış konularda sorular yöneltilerek süreçleri sorgulanmasını sağlar. Bu amaçla toplanacak veriler çok azda olsa hiç veri toplamamaktan daha iyi sonuçlara yol açacaktır.
Keşif sürecinin faydaları:
* Eğiticinin firmanın eğitim konuları ile ilgili dökümanlarını görerek geliştirmeye açık noktaları tespit etmesine yarar.
* Eğiticinin firmayı daha iyi tanımasını sağlar.
* Eğitim içeriğinin kritik bilgilerle donatılabilmesini sağlar.
* Eğitim içeriğinin ilk büyük kalite kontrol noktasını oluşturur.(3)



Eğitim Hedefleriyle Uyumluluk : 
Ulaşılmak istenen hedefler için öğrenciler hangi yaşantıları geçirmeli, nasıl bir örgütlenmeye gereksinim vardır, eğitimle ilgili istendik davranışların isabetlilik ve etkililik derecesi nedir, mevcut programda nasıl değişiklikler yapılmalıdır gibi sorular eğitim hedeflerinin içeriğini oluşturur.Eğer eğitim projesinin sağlayacağı fayda uzun dönemli hedefleniyorsa bunun belirli ölçülebilir eğitim hedefleri ile bağlantısı olması gerekir.Eğitim uzmanları eğitim faaliyeti ile geliştirilebilecek iş hedeflerini belirlemede eğiticilere yardımcı olur. Bir eğitim projesi her iş problemini çözemez. Bu nedenle eğitim projesi ölçülebilir hedefler içermelidir. .


Katılımcı Analizi:

Eğitim programının veya gelişim faaliyetinin öncelikli hedef kitlesi kim?
Katılımcılarımız hangi yetkinlik seviyesinde? Yetkinlik seviyelerini 4 seviyeli* olarak kabul edersek; katılımcılar bu alana yeni adım atmış seviye 0 veya 1 kişiler midir veya destekle yapabilen ve biraz daha deneyime ihtiyaç duyan seviye 2 kişiler midir? Bunlar dışında zaten bu alanda uzman ve bilgi güncellemesine ihtiyacı olan kişiler de olabilir.

Hedef kitlenin genel özellikleri (çalışma saatleri, çalışma alanları, kullandıkları bilgisayar programının versiyonu gibi) eğitim içeriğini ve sürecini etkileyebilir. Bunlar dışında yaş (jenerasyon), sosyoekonomik durum, iş deneyimi, eğitim gibi değişkenler de maksimum öğrenme verimliliği sağlamak için faydalı olacaktır.

*Yetkinlik seviyeleri
seviye 0: Hiç bilgisi yok.
seviye 1: Konu hakkında sadece temel bilgisi var.
seviye 2: İlgili süreci / işi yanında bir desteleyen / yönlendirici ile yönetebilir.
seviye 3: İlgili süreci / işi herhangi bir yardım almadan yönetebilir.
seviye 4: İlgili süreç / iş ile ilgili bilgi aktarımı yapabilir, eğitim verebilir.(2)


· Eğitim İçerik Analizi:
Eğitim uzmanlarının eğitim için bir yol haritasının katılımcılara verilmesi için yapılan faaliyetlerin tamamını kapsar.
Yol haritasının;
- Başlangıç noktası, kontrol analizidir.
- Varmak istediği nokta eğitim hedefleridir.
Eğitim ihtiyaç analizi adım adım başlangıçtan varmak istenilen noktaya kadar geçirilen aşamaları gösterir. Eğitim uzmanları eğitimin hedeflerine ulaşması için öğrencilerin öğrenmeleri gereken konuları belirler. Bunlar öğrencilerin bilgi, beceri, ve davranışlarını geliştirmeleri gereken konular olabilir. Öğrenciler için eğitim, eğitim uzmanlarının yol göstermesi gereken bir yolculuktur.
Eğitimin şunları sağladığından emin olmak gerekir :
* Öğrencilerin almaları gereken tüm bilgileri içermesi .
* Öğrencilerin bildiği şeylerin tekrarlamaması.
* Öğrencilerin bilmelerinin gerekmediği konuları içermemesi .(3)


· Öğrenme Hedefleri:
Öğrenme hedefleri genellikle aşağıdaki konuları içerir:
* Eğitimin sonunda öğrencinin gözlenebilir bir görevi yapabilmesi .
* Bu görevi yerine getirirken kullandığı yollar .
* Öğrencinin başarısını ölçmek için kullanılacak kriterler .
Öğrenme hedefleri, eğitimin varması istenen son noktayı gösterir.



2- Tasarım (Design) 

Tasarım aşamasında öğretim amaçları yazılmakta, içeriğin seçimi ve düzenlemesi yapılmakta, öğretme-öğrenme süreçlerinde kullanılacak stratejiler geliştirilmekte ve ulaşılan çıktıları ölçmeye dönük araçlar oluşturulmaktadır.(4)




* Bilişsel, duyuşsal ve psikomotor hedef davranışlara göre içeriklerin oluşturulması.
* Tüm kaynakların incelenmesi (Media, internet, kaynak kitap, uzman kişi, prosedür vb.), hedef davranış ve içerik doğrultusunda öğretim stratejisinin oluşturulması. 
* Etkinliklerin ve materyallerin hazırlanması (interaktif veya sınıf).
* Ölçme ve değerlendirme araçlarının hazırlanması.
* Tasarımın küçük gruplarda denenmesi.




 3-Develop (Geliştirme)

Bütün öğretim materyalleri, öğretimde kullanılacak tüm araçlar, her tür destek materyalleri geliştirme aşamasında hazırlanır, uygun öğrenme ortamı yaratılır. Ürün bu aşamada geliştirilir ve çoğunlukla düzeltmeye dönük bir değerlendirme yapılarak, yeniden düzenlemeye gidilir.(5)



4-Uygulama(Implementation)

     Uygulama aşamasında, öğretmen kılavuz kitabı veya materyali ve öğrenci kılavuzu geliştirilir ve uygulanır. Geliştirilmiş olan tasarımın nasıl uygulanacağı konusunda eğitmenlere yol göstermek ve eğitime katılacak olanlara da bu eğitimde neleri nasıl yapacaklarına dair yardımcı olmak amaçtır. 
     Eğitmen kılavuzunda; eğitim stratejisi ve modeli, hedef davranışlar (eğitime katılanlardan, eğitimden sonra kazanmalarını beklediğimiz davranışlar), içerik ve konular, etkinlikler, alıştırmalar, materyaller, ölçme-değerlendirme araçları, süre, sınıf düzeni yer alır. En önemlisi de tüm bunların nasıl uygulanacağı anlatılır ve uygulaması yapılır.
     Öğrenci kılavuzunda, kendilerinden beklenen hedef davranışlar, eğitimin amacı, içerik ve konular, eğitimde neler yapacakları, kullanacakları araç ve materyaller, uygulayacakları değerlendirme araçları anlatılır ve uygulanır.
     Bu aşamada artık sınıfa inilir. Gerek sınıf eğitimi, gerek saha eğitimi, gerekse web tabanlı bir öğretim olsun. Uygulama yapılarak sonucunda özellikle aşağıdaki sorular irdelenir;
Ne işe yaradı / ne işe yaramadı?
Neleri değiştirmem gerekiyor? (Eklemeler ve çıkarmalar)
Daha başka hangi etkinlikleri kullanabilirim veya hangi değerlendirmeleri yapabilirim? (6)



5-Değerlendirme(Evaluation)

Değerlendirme (Evaluation) aşamasında ise taslağı geliştirilen öğretim sisteminin ön denemesi, düzeltmeler, son değerlendirilmesi ve geleceğe ilişkin kestirimler yapılmaktadır. Böylece, tasarımı yapılan sistemin tüm öğeleri işlerlik açısından test edilmiş olmaktadır.
ADDIE modelinde her bir aşamasının sonuçları, diğer aşama için birer girdi olmaktadır. Her aşamanın sonunda yer alan değerlendirme süreci ile bir sonraki aşamaya geçiş için onay veya red kararının oluşması sağlanmaktadır.(7)


Öğretim tasarımının verimliliği ve etkililiğini ölçmek için oluşturulan bir değerlendirme sürecidir. Değerlendirme iki bölümden oluşur; şekillendirici yada biçimlendirici olarak tanımlanan ADDIE tasarımının her aşamasında gerçekleştirilen ara değerlendirmeler ve diğeri de özet değerlendirme olarak adlandırılan sürecin sonunda gerçekleştirilen ve ADDIE tasarımının bir bütün olarak değerlendirildiği bölümdür. 

Öğretim tasarımlarının her birinin temelde tek bir amacı vardır. O da eğitim alacak kitlede hedeflenen davranış değişikliğini gerçekleştirebilmesidir. Bu amacı en iyi gerçekleştiren model  ADDIE modelidir. Çünkü tasarım sürekli bir değerlendirme ve iyileştirme sürecinden geçer. Bu da onun etkililiğini yükseltir ve başarılı olmasını sağlar.



KAYNAKÇA:

1-https://ikegitimvegelisim.wordpress.com/2012/02/28/ogretim-sistemi-tasarimi-isd-addie-modeli/
2-http://www.cevizakademi.com/addieyi-taniyalim-analiz/
3-http://tasarimaddie.blogspot.com.tr/
4-https://www.slideshare.net/burcuco/addie-modeli
5-http://hkaraoglu1020.blogspot.com.tr/2013/03/ogretim-tasarmnda-addie-modeli.html
6-http://nuriyecelik.blogspot.com.tr/2016/04/addie-tasarim-modeli.html
7-https://ogretimtasariminef.wordpress.com/2011/03/09/addie-modeli/
















23 Nisan 2017 Pazar

BLOOM TAKSONOMİSİ
  
1948 yılının başlarında Amerikalı eğitim psikoloğu Benjamin Samuel Bloom’un yönetimindeki bir grup akademisyen, yaklaşık 8 yıl süren çalışma sonunda “Eğitim Hedeflerinin Aşamalı Sınıflaması-Bilişsel Alan” adı altında bir kitap yayınlandı. Bu kitap ile ortaya çıkan “Bloom taksonomisi” eğitim programlarının ve ölçme değerlendirme araçlarının geliştirilmesinde bugüne kadar tüm dünyada kabul görmüş ve yaygın olarak kullanılmıştır.



Bloom‘un taksonomisi değişik düşünme süreçlerinin hiyerarşik olarak sıralandığı bir sınıflandırmadır. Taksonominin kullanımındaki amaç; eğitilecek bireylerin neleri bilmek istediklerini, basitten karmaşığa doğru, kendi içerisinde düzenlemektir. Öğrenme sürecinde bir üstteki basamağa geçebilmek için, bir alttaki basamağın veya basamakların tamamlanmış olması gerekmektedir.(1)



 Bloom’ un Taksonomisinde 6 düzey yer alır ve her düzey kişiden farklı bir düşünce tarzı gerektirir. Öğretmenlerin her türlü bilişsel işlemi ele alabilmesi için sorduğu sorularda bu 6 düzeyin tümünün de yer alması gerekir. Hiyerarşik olarak sınıflanmış bu 6 düzey aşağıda verilmiştir:

1.Bilgi 

2. Kavrama    

3.Uygulama    

4.Analiz          

5. Sentez        

6. Değerlendirme

1. Bilgi düzeyi (Belleme – Hatırlama):
Kişinin görünce tanıması, sorunca söylenesi ya da ezberden aynen tekrar etmesi davranışlarını kapsar. Hedef yazılırken, cümlenin sonuna yazma, söyleme, seçip işaretleme, eşleştirme, doldurup yazma gibi fiiller kullanılabilir.



Örnek Hedefler: 
Verilen bir tarihi olgunun geçtiği zamanı tarih şeridinde işaretleyip gösterme
Gösterilen araç-gerecin adını yazma / söyleme
Gösterilen bir aracın nasıl kullanıldığını yazma
Bilimsel yöntemin basamaklarını sırasıyla yazma
Bilimsel yöntemin her basamağında neler yapılacağını yazma 


2.  Kavrama Düzeyi

İkinci düzey soruları, öğrencilerin öğrendikleri materyalleri akıllı bir şekilde organize edip düzenlemelerini sağlayacak kadar öğrenmiş olmalarını gerektirir. Öğrencinin soruyu cevaplayabileceği gerçekleri seçmesi gerekir. Kavrama düzeyindeki bir soruyu cevaplayabilmesi için öğrencinin hatırlamadan daha ileri olan bir düşünme seviyesine geçmesi gerekir. Öğrenci materyali kavrayıp tekrardan ifade etmeli ve onu kendi kelimeleri ile ifade edip karşılaştırmalar yapmak için kullanabilmelidir.(2)
                                          Örnek Hedefler: 
Sözel, sayısal ve simgesel verileri iki boyutlu grafik haline getirip çizme
Çağdaş bilim, sanat ve düşünceyi yaşama geçiren devletlerin neden yükseleceğini açıklama
Öğrenciye verilen edebi bir metnin, konusunu / temasını bir cümle ile açıklama 



3. Uygulama Düzeyi

Bu düzeyde bilgi ve kavrama basamağında kazandığı davranışlara dayanarak öğrenciden kendisi için “YENİ olan bir SORUNU ÇÖZMESİ” istenir.
            Sorun nitelik ve nicelik açısından yeni olmalıdır. Öğrenci bu sorunu çözerken ilgili ilkeleri, genellemeleri, yöntem ve teknikleri işe koşmalıdır. Bu düzeyde öğrenilenleri yeni bir durumda kullanma, genel bir kavramı bir problemin çözümüne uygulama vardır. Hem bilgiyi hem kavramayı gerektirir. Bu basamakta öğrenci fikirleri, bilgileri, prensipleri ve teorileri kullanır, değiştirir yada yeni ve özel durumlara uygular, gösterisini yapar. Öğrencinin sorun çözme yeteneğini geliştirmeyi amaç edinir.
                                                     Örnek Hedefler:
Dört işlem gerektiren problemde verilenleri yazma
Dört işlem gerektiren problemde istenilenleri yazma


4. Analiz Düzeyi
Analiz soruları öğrencilerin kritik ve derinlemesine düşünmelerini gerektiren yüksek dereceli sorulardır. Analiz soruları öğrencilerin 3 çeşit bilişsel işleme girmesine neden olur: Öğrenciler hareketi sağlayan nedeni, nedenleri, ve /veya özel bazı şeylerin oluşum nedenlerini ifade ederler. Öğrenciler uygun bilgileri değerlendirip ve analiz ederek bu bilgilere bağlı olan sonuca ve genellemeye varırlar. Öğrenciler bir sonucu veya genellemeyi analiz ederek onu destekleyen veya ret eden kanıtları bulurlar. Birçok farklı cevabın mümkün olması ve cevaplanabilmeleri için fazla süre gerektirmeleri analiz sorularının yüksek dereceli sorular olduklarının bir göstergesidir. Analiz soruları öğrencilerin kritik düşünmelerini geliştirdikleri için çok önemlidirler.(2)

                                                            Örnek Hedefler:
Verilen bir cümlenin öğelerini (özne, nesne, dolaylı tümleç, zarf tümleci...vb) bulup gösterme
Bir kelimenin eklerini ayırma
Verilen bir metinde, yazarın savunduğu görüşleri belirleyip gerekçesi ile yazma


5. Sentez Düzeyi

Sentez: öğeleri bir ilişki ve kurallara göre birleştirip bir bütün oluşturma işidir. Fakat her bütün oluşturma işi sentez olamaz. Sentezde “YENİLİK, ÖZGÜNLÜK, BULUŞ, İCAT, YARATICILIK” gibi özellikler söz konusudur. Yani sentez; belirli fikir yada öğeleri bir takım ilşki ve kurallara göre bir araya getirip bir bütüne, bir genellemeye, bir kurama ulaşma şeklinde davranışları kapsar.
  Taklidini, benzerini ve örnekten yararlanılarak özdeşini yapma, yapılanın aynısını oluşturma sentez değildir. SENTEZ düzeyinde öğrenci birleştirir, tartışır, itiraz eder, fikir ileri sürer yeniden düzenler. NEWTON’un yerçekimi kanunu, PASTÖR’ün kuduz aşısını bulması, YENİ bir anlatım tekniği geliştirme gibi etkinliklerde SENTEZ söz konusudur.


6. Değerlendirme Düzeyi
Bir değeri ya da bilgiyi uygun kriterler kullanarak sorgulama yeteneği, belirli bir görüş ya da öneriyi eleştirmek ya da savunmak gibi davranışları içerir.
Eleştirme
Kanıtlama
Tartışma
Sebepleri Destekleme
Sonuçlandırma
Takdir Etme
Oranlama
Değerlendirme
Seçme
Tahmin Etme
Yargılama
Savunma
Değer Biçme(4)


Örnek Hedefler: 
Verilen bir edebi metinde, bir bütün olarak verilmek istenen temayı sunup sunmadığını gerekçe göstererek yazma


Yenilenen Bloom Taksonomisinde Neler Oldu?

1- Taksonominin kullanımındaki temel odak değişmiştir. Orijinal taksonomi daha çok değerlendirmeye yardımcı olurken, yenilenmiş taksonomi planlama, öğretim ve değerlendirmeye ve programın öğeleri arasındaki tutarlılıklara da odaklanmaktadır. 

2- Yenilenmiş taksonomi okul düzeylerinde çalışan öğretmenler için hazırlanmıştır. Orijinal taksonomi, daha çok yükseköğretim örnekleri verirken, yenilenmiş taksonomi, ilk ve ortaöğretime de örnekler vermektedir. 

3- Orijinal taksonomi daha çok çoktan seçmeli testlere odaklanmıştır. Yenilenmiş taksonomi ise, değişik basamakları anlamlı hale getirmek için örnek ölçme işlemleri içermektedir. 

4- Orijinal taksonomi altı ana basamağa vurgu yaparken, yenilenmiş taksonomi daha çok alt basamaklara odaklanmıştır. Ana basamaklar sadece tanımlayıcı haline getirilmiştir.  (5)


BLOOM DİJİTAL TAKSONOMİSİ

Bloom’un taksonomisi üzerine çalışmalar yapan Andrew Churches ise bu aşamaları günümüze uyarlayarak taksonomiye uygun eğitsel uygulamaları bir araya getirmiştir. Bunlara, Bloom’un Dijital Taksonomisi adını vermektedir.(6)







KAYNAKÇA 
1) http://blog.enocta.com/ogrenmede-yeni-boyut-yeni-bloom-taksonomisi/
2) http://ckeris.blogcu.com/bloom-taksonomisi-siniflamasi/3352808
3) http://www.webdersanesi.com/dersler/egitimde-program-gelistirme/hedeflerin-asamali-siniflandirilmasi---bloom-taksonomisi/282
4) https://hakankaratas.wordpress.com/2011/01/11/bloom-taksonomisi/
5) http://www.pegem.net/akademi/kongrebildiri_detay.aspx?id=127506
6) http://betulsen6.blogspot.com.tr/2016/04/bloom-taksonomisi.html















7 Nisan 2017 Cuma

KAVRAM TÜRLERİ


Kavram, nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarımdır.[1] Kavramlar, soyuttur ve gerçek dünyada yoktur. Benzer olan fikirleri, insanları, olayları vs gruplandırmak için kullanılan bir sınıflamadır. Kavram yanılgıları ise daha çok kişisel deneyimler sonucu oluşmuş, bilimsel gerçeklere ve düşüncelere aykırı, anlamlı öğrenmeyi engelleyici bilgilerdir.(4)



Kavram türleri referans alındıkları noktalara göre çeşitlilik göstermektedir.

Soyut ve Somut Kavramlar

Somut Kavram 

Tek bir nesneye işaret eden  başka bir şeye bağlı olmadan kendi başına var olan bir şeyin kavramıdır. Kitap kavramı somut bir kavramdır. Bu somut kavram tek bir nesneyi işaret ederken, başka bir şeye ihtiyaç duymadan kendi başına var olan bir kavramdır.





Soyut Kavram
Tek tek nesneleri değil, bu nesnelerin ilişkisinden ortaya çıkan genel niteliği işaret eder. Örneğin “ak”, tek tek nesnelerin belirtilmesinde kullanılması sebebiyle somut bir kavram olmasına rağmen, “aklık” nesnelerin bir niteliğinin zihinsel platformda  bir soyutlama ile belirtmesi bakımından soyuttur. Yine “insan” kavramı somutken, “insanlık” kavramı soyuttur.
(1)

Nesnel ve İlişkisel Kavramlar

Nesnel kavramlar insanların kendi çevrelerinde bulabilecekleri fiziksel varlıkları ya da nesneleri sınıflamak için kullanılan kavramlardır.

İlişkisel kavramlar ise, nesnel kavramlar arasında ki ilişkileri belirtmek üzere kullanılan ve çoğunlukla sözel bilgilerden oluşan önermelerdir.

Örneğin "su" bir nesnel kavramdır. Donma ise ilişkisel bir kavramdır.



Üst, Alt ve Bağlantılı Kavramlar

Bazı kavramlar birbiriyle bağlantılı olabilir. hatta bir kavram birden çok kavramla bağlantılı olabilir. Bir kavramın alt basamağında olan kavram ya da kavramlara "alt kavram " denilirken alt kavramları bulunan kavrama da "üst kavram" denilir. 
Örneğin gezegenleri düşündüğümüzde "gezegen" başlığı "üst kavram" olur. Venüs "alt kavram" olur. Uydusu olan uydusu olamayan gezegenler dediğimizde de "bağlantılı kavram" olur. 



Kendiliğinden ve Kendiliğinden Olmayan Kavramlar

Kendiliğinden Olan Kavramlar:Düşünme özelliklerinin doğrudan yansıtıldığı kavramdır. 

Kendiliğinden Olmayan Kavramlar: Düşünme aşamasında başkasının düşüncesine göre hareket etmek.(2)
 Örneğin küçük bir çocuğun gördüğü ve duyduğu nesneleri kendiliğinden etiketlemesi kendisine göre bir isim vermesi; Yolda gördüğü kornaya basan bir araca "düt düt" demesi kendiliğinden olan kavramlara örnektir. 
Kendiliğinden olmayan kavram ise çocuğa ilerleyen dönemlerde ebeveynleri tarafından "araba" olarak öğretilmesi.



Günlük ve Bilimsel Kavramlar

 Günlük Kavramlar : Çocukların okul dışındaki yetişkinlerle etkileşimi sonucu ortaya çıkan ve günlük yaşam bağlamında gelişen kavramlardır. 

  Bilimsel Kavramlar : Belirli bir bilim dalıyla okulda öğretilir, uygun biçimde tamamlanır, sistematik yönden aşamalı yapıdadır, mantıksal düzen içinde sunulur. (3)


KAYNAKÇA 

1- https://fdegirmencioglu.wordpress.com/tag/somut-ve-soyut-kavramlar/ 

2- http://ozerheybeli.blogspot.com.tr/2016/04/kavram-turleri.html

3- http://betulsen6.blogspot.com.tr/2016/04/kavram-turleri.html

4-https://tr.wikipedia.org/wiki/Kavram 




KAVRAM TÜRLERİ

KAVRAM TÜRLERİ




Kavram, nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarımdır.[1] Kavramlar, soyuttur ve gerçek dünyada yoktur. Benzer olan fikirleri, insanları, olayları vs gruplandırmak için kullanılan bir sınıflamadır. Kavram yanılgıları ise daha çok kişisel deneyimler sonucu oluşmuş, bilimsel gerçeklere ve düşüncelere aykırı, anlamlı öğrenmeyi engelleyici bilgilerdir.(4)


Kavram türleri referans alındıkları noktalara göre çeşitlilik göstermektedir.

Soyut ve Somut Kavramlar

Somut Kavram 

Tek bir nesneye işaret eden  başka bir şeye bağlı olmadan kendi başına var olan bir şeyin kavramıdır. Kitap kavramı somut bir kavramdır. Bu somut kavram tek bir nesneyi işaret ederken, başka bir şeye ihtiyaç duymadan kendi başına var olan bir kavramdır.





Soyut Kavram
Tek tek nesneleri değil, bu nesnelerin ilişkisinden ortaya çıkan genel niteliği işaret eder. Örneğin “ak”, tek tek nesnelerin belirtilmesinde kullanılması sebebiyle somut bir kavram olmasına rağmen, “aklık” nesnelerin bir niteliğinin zihinsel platformda  bir soyutlama ile belirtmesi bakımından soyuttur. Yine “insan” kavramı somutken, “insanlık” kavramı soyuttur.
(1)

Nesnel ve İlişkisel Kavramlar

Nesnel kavramlar insanların kendi çevrelerinde bulabilecekleri fiziksel varlıkları ya da nesneleri sınıflamak için kullanılan kavramlardır.

İlişkisel kavramlar ise, nesnel kavramlar arasında ki ilişkileri belirtmek üzere kullanılan ve çoğunlukla sözel bilgilerden oluşan önermelerdir.

Örneğin "su" bir nesnel kavramdır. Donma ise ilişkisel bir kavramdır.



Üst, Alt ve Bağlantılı Kavramlar

Bazı kavramlar birbiriyle bağlantılı olabilir. hatta bir kavram birden çok kavramla bağlantılı olabilir. Bir kavramın alt basamağında olan kavram ya da kavramlara "alt kavram " denilirken alt kavramları bulunan kavrama da "üst kavram" denilir. 
Örneğin gezegenleri düşündüğümüzde "gezegen" başlığı "üst kavram" olur. Venüs "alt kavram" olur. Uydusu olan uydusu olamayan gezegenler dediğimizde de "bağlantılı kavram" olur. 



Kendiliğinden ve Kendiliğinden Olmayan Kavramlar

Kendiliğinden Olan Kavramlar:Düşünme özelliklerinin doğrudan yansıtıldığı kavramdır. 

Kendiliğinden Olmayan Kavramlar: Düşünme aşamasında başkasının düşüncesine göre hareket etmek.(2)
 Örneğin küçük bir çocuğun gördüğü ve duyduğu nesneleri kendiliğinden etiketlemesi kendisine göre bir isim vermesi; Yolda gördüğü kornaya basan bir araca "düt düt" demesi kendiliğinden olan kavramlara örnektir. 
Kendiliğinden olmayan kavram ise çocuğa ilerleyen dönemlerde ebeveynleri tarafından "araba" olarak öğretilmesi.



Günlük ve Bilimsel Kavramlar

 Günlük Kavramlar : Çocukların okul dışındaki yetişkinlerle etkileşimi sonucu ortaya çıkan ve günlük yaşam bağlamında gelişen kavramlardır. 

  Bilimsel Kavramlar : Belirli bir bilim dalıyla okulda öğretilir, uygun biçimde tamamlanır, sistematik yönden aşamalı yapıdadır, mantıksal düzen içinde sunulur. (3)


KAYNAKÇA 

1- https://fdegirmencioglu.wordpress.com/tag/somut-ve-soyut-kavramlar/ 

2- http://ozerheybeli.blogspot.com.tr/2016/04/kavram-turleri.html

3- http://betulsen6.blogspot.com.tr/2016/04/kavram-turleri.html

4-https://tr.wikipedia.org/wiki/Kavram 










15 Mart 2017 Çarşamba

ÖĞRENME STİLLERİ

   Öğrenme stili; öğrenenin algılama, düşünme, hatırlama ve problem çözme şekillerini temsil eden bilgiyi işleme alışkanlıklarıdır.
   Öğrenme stili ‘bireylerin bilgiyi işleme ve düzenlemede ya da çevresel uyarıcılara verdikleri tepkilerde farklı yollar kullanmaları’ (Newby, Stepich, Lehman ve Russell, 2000); “öğrenenlerin çevresini algılama, bilgiyi işleme, çevresi ile etkileşim kurma ve tepkide bulunmada kullandığı tercihleri belirleyen özellikler” (Şimşek, 2002), her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır (Dunn ve Dunn, 1993) biçiminde tanımlanmaktadır.(1)




   Öğretim gerçekleştirceğimiz bireylerin öğrenme sitillerini bilmemiz hazırlayacağımız öğretim tasarımında yol gösterici olacaktır. Bireylerin bilişşel, duyuşşal, fiziksel ve sosyal özelliklerini bilmek de en büyük yol göstericilerimizdendir.  Bireyler bir konuyu algılamaya,  anlamaya ve kullanmaya çalışırken farklı yollar izlerler. 


  İnsanlar genellikle dört yoldan öğrenirler.
1.Görsel
2.İşitsel
3.Kinestetik
4.Sosyal
Sosyal öğrenme stili son zamanlarda ortaya çıkarılmış ve bu öğrenme stiline ilişkin uygulamalar geliştirilmiştir. Öğrenme stilleri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda insanların %73 ünün en az iki öğrenme stilini de kullandığını ortaya çıkmıştır. Öğrenme stillerinden en az birine sahip olanların oranı oldukça azdır.
(2)

GÖRSEL ÖĞRENME

    Görerek ve okuyarak öğrenmeyi tercih ederler. Kendi kendine okuyarak öğrenirler. Renkli şeyleri, grafik ve haritaları tercih ederler.
Görseller, özel yaşamlarında genellikle düzenli ve titizdir.
* Karışıklıktan ve dağınıklıktan rahatsız olurlar.
* Dağınık bir masada çalışamazlar, önce masayı kendilerine göre düzenlerler daha sonra çalışmaya başlarlar. 
* Kalem, silgi, kalemtıraş gibi araçlar için sıra veya masada kendilerine göre yerler belirlerler ve bu araç gereçleri hep bu yerlerde tutarlar. 
* Çantaları dolapları her zaman düzenlidir. 


* Yazmayı sevmeseler bile defterlerini düzenli ve itinalı kullanırlar. 
* Defterlerinin köşeleri kıvrılmaz, kıvrılırsa da ataç takarak bu kıvrılmayı önlemek için gayret gösterirler. 
* Görsel sanatlar, edebiyat, yaratıcı yazı çalışmaları ve deneme tarzında yazılmış olan edebi eserler ilgilerini çeker. 
* Konu anlatımı veya bir olayın anlatımındansa yazılı olarak verilmesini tercih ederler. 
* Okudukları ve yazdıkları metinlerde yazım, noktalama ve diğer dilbilgisi kurallarına duyarlıdırlar. Bu özelliklerinden dolayı evde büyükleri, okulda öğretmenleri tarafından takdir edilirler. (3)


İŞİTSEL ÖĞRENME

  İşiterek, dinleyerek ve tartışarak öğrenmeyi tercih ederler.
İşitseller, küçük yaşlarda kendi kendilerine konuşurlar. 
* Ses ve müziğe duyarlıdırlar. 
* Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. 
* Yabancı Dil öğreniminde (konuşma ve dinleme becerilerinde) başarılıdırlar. 
* Kendi kendine konuşmaları nedeniyle öğretmeni dinlemekte zorlanabilirler bu özellikleri nedeniyle işittiklerini daha iyi anlama özelliklerine rağmen bu şanslarını kaybederler. 


* Gözle okuma esnasında hiçbir şey anlayamayabilirler. Bu nedenle okurken dudakları oynar sesli okurlar. 
* Desteklemek için en azından kendi kulağının duyabileceği bir sesle okumalarına izin verilmelidir.  * İşittiklerini daha iyi anlarlar. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bilgi alırken dinlemeyi okumaya tercih ederler. 
* Tempolu ve ahenkli konuşurlar. 
* Olay ve kavramları birinin anlatması ile daha iyi anlarlar. 
* Grup ve ikili çalışmalarda konuşma ve dinleme olanakları olduğu için iyi öğrenirler.
* Hatırlamak istediklerini, birisi kendilerine anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar.(3)

KİNESTETİK ÖĞRENME

  Bazılarının aklında hareket enerjisi daha iyi kalır. Bunlar öğrenecekleri şeylerle fiziksel temas kurarak, yaparak öğrenirler; tacdil, kişinin el ile duyumsamasına dayanır. Kinestetik gezme, pandomim, vs.yi kapsar.
Dokunsallar oldukça hareketli olur ve hareket halinde öğrenirler. 
* Tahtayı silmek, pencereyi açmak, kapıyı örtmek, tebeşir getirmek hep onların görevi olsun isterler. * İlgi odağı olmaktan hoşlanırlar. 
* Uzun müddet oturduklarında ve hareketsiz kaldıklarında zorluk çekerler. 


* Tahta-tebeşir-anlatım ders işleme sisteminden en az yararlananlar onlardır. Bu nedenle, “yaramaz” ve “tembel” olarak tanımlanabilirler. 
* Dikkatlerini çekmek için dokunmak ve temas önemlidir. 
* Öğrenebilmeleri için yaparak-yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması faydalıdır. 
* Sosyal ortamlarda canlılık ve hareketlilikleriyle dikkat çeker; insanlara yakın dururlar. Kısa, öz, dokunarak, jest/mimiklerle ve hareket ederek konuşurlar.(3)

SOSYAL ÖĞRENME
  
 Bazı öğrenciler başkalarıyla sosyal etkileşim halindeyken daha iyi öğrenirler. Grupla çalışma, ortak projeler geliştirme bu öğrencilere uygun öğrenme stilleridir.


KAYNAKÇA
1-http://ogta.net/lesson/ogrenen-ozellikleri-ders-notlari
2-http://www.egitimsokagi.com/Konu-ogrenme-stilleri--8095.html
3-https://ismetcabuk.blogspot.com.tr/2010/09/ogrenme-stilleri-ve-calsma-yontemleri.html
Genel bilgi edinilen kaynak: 
http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/35/16/964077/dosyalar/2013_10/10115511_ogrstil.doc
















9 Mart 2017 Perşembe

İHTİYAÇ TÜRLERİ

  İnsanda yokluğu hissedilen ve giderilmedisi durumunda haz veren, giderilmesi için çaba gösterilen, giderilmediği zaman üzüntü veren duyguya ihtiyaç denir.

  İnsanlar yaşamlarını devam ettirebilmek için yemek, içmek, barınmak, giyinmek gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla belirli bir çaba içerisine girerler. Acıktıkları zaman bir şeyler yemek, susadıkları zaman su içmek, üşüdükleri zaman ısınmak, açıkta kaldıkları zaman barınmak, çalışmaktan yorulunca dinlenmek, boş kalınca eğlenmek, korktukları zaman korunmak isterler. Bunlara daha yüzlercesi eklenebilir. İnsan ihtiyaçlarının bir kısmı zamanında karşılanmazsa “acı hissi” verir ya da “üzüntü” veya “kaygı” duyulmasına yol açar. Bir kısmı ise kendini aynı şiddette hissettirmez, fakat karşılandığı zaman “sevinç hissi” verir ya da “zevk” veya “gurur” duyulmasına yol açar.(1) 



  
  Eğitimde ihtiyaç da yukarıdaki  tanımlara benzer şekildedir. Eğitimde ihtiyaç beklenen koşullar ile varolan koşullar arasındaki farktır. Fark ne kadar küçük olursa ihtiyaç o kadar düşüktür. Biz öğretim tasarımcıları ise mevcut performansın istenilen performansa ulaşıp ulaşmadığıyla meşgul oluruz. 
  Altı tür ihtiyaç vardır;
1-Normatif İhtiyaçlar
2-Karşılaştırmalı İhtiyaçlar
3-Hissedilen İhtiyaçlar
4-İfade edilen İhtiyaçlar
5-Önceden Tahmin Edilen İhtiyaçlar
6-Acil İhtiyaçlar

NORMATİF İHTİYAÇLAR

 Hedef kitlenin ulusal bir standartla karşılaştırılmasıyla belirlenir. Hedef kitleden beklenilenlerle yapabildikleri arasındaki farktır. 

  Örneğin; okuyan bir birey sayılabilmemiz için  uzamnlar en az 4 kitap okumamız gerektiğini söylüyor. Eğer biz iki kitap okuyorsak okuyan birey sayılmıyoruz ve okuyan birey sayılmak için ayda 2 kitap daha okumaya ihtiyacımız var demektir. Bu ihtiyacımız normatif ihtiyaçtır.



KARŞILAŞTIRMALI İHTİYAÇLAR

 Normatif ihtiyaçla benzer yapıdadır. Farkı ise ulusal düzey ile değilde aynı özelliklerdeki bir grup ile karşılaştırılmasıdır. Yapılabilenlerin grubun yaptıkları ile farkları karşılaştırmalı ihtiyaçtır. 

  Örneğin iki farklı gruba ingilizce kompozisyon yazma ödevi veriyoruz. Birinci grupta kullanılan ortalama ingilizce sözcük sayısı 400 iken diğer grupta kullanılan ingilizce sözcük ortalaması 200 oluyor. Bu durumda ikinci grubun kullanılan 400 sözcüğe ulaşmak için 200 ingilizce sözcüğe ihtiyacı oluyor. 




HİSSEDİLEN İHTİYAÇLAR

Bireysel istek ya da ihtiyaçlardır. Kişi kendisi belirler. Amaç daha iyiye ulaşmaktır. Bireysel ihtiyaçları belirlemenin en iyi yolu anketler ve kişisel görüşmelerdir. 
   Dediğimiz gibi kişiler kendisi belirler. Mesela Benim ihtiyacım iyi bir meslek sahibi olmakken annemin ihtiyacı daha güzel bir ev olabilir. Arkadaşımın ihtiyacı günde 10 saat uyumak olabilir. Kişilere göre şekillenir ve önem sırası kazanır.


İFADE EDİLEN İHTİYAÇLAR

Bradshaw(1972) ifade edilen bir ihtiyacı, hissedilen ihtiyaçların eyleme dönüştürülmüş hali olarak tanımlar.İnsanlar çoğunlukla, ifade edilen ihtiyaçların giderilmesiyle ilgilenir.(Burton&Merill,1991) (2)
  Örneğin kilo vermek isteyen bir birey araştırmalar yapar, neler yapması gerektiğini belirler. İlk olarak yapması gerekenlerden birisi spor salonuna gitmek olduğuna karar verir. Spor salonuna kayıt yaptırması ifade edilen ihtiyaç türüdür.


ÖNCEDEN TAHMİN EDİLEN İHTİYAÇLAR

Gelecekle ilgili varsayımlarla ilgilidir. Gelecekte oluşabilecek durum, değişebilecek sistem ve gerçeklerli belirleyip bu duruma yönelik yapılması gerekenlerdir. 
  Örnek verecek olursak yurt dışına  çıkmak isteyen bir insan düşünelim. Gideceği ülke hakkında  araştırmalar yapması ve en önemlisi gideceği ülkedeki konuşulan dili öğrenmesi önceden tahmin edilen ihtiyaçtır. İletişim kuramamasının ona zarar verceğini düşünmüş ve dili öğrenme çabasına girmiştir.


ACİL İHTİYAÇLAR

    Etkisiyle önemli sonuçların ortaya çıkmasına sebep olan olumsuzluklar veyahutta başarısızlıklar olarak tanımlanabilir.(3)
 Genellikle nadir oluşurlar.
 Örneğin arabayla uzun yolculuktayken arabanın tekeri patlıyor. O gün içinde yanımıza yedek teker almamış olalım. Bu durumda tekere olan ihtiyacımız acil ihtiyaçtır. Tekerin patlayacağını tahmin edip yanımıza yedeğini almış olsaydık da önceden tahmin edilen ihtiyaç olacaktı.




KAYNAKÇA
1-http://ebadersleri.com/ihtiyac-nedir/
2-http://gizemnr.blogspot.com.tr/2016/03/ihtiyac-turleri.html
3-http://alperenfisne.blogspot.com.tr/2016/03/ihtiyac-turleri-nelerdir.html
Fikir edinilen genel kaynakça: http://ogta.net/course/ihtiyac-belirleme-ve-analizi